Alp Arbak yazıyor…
Dün Çarşamba Kahvaltısı’nda, Bodrum’un eski belediye başkanlarından Tuğrul Acar (1994-1999) ve Mazlum Ağan (2002-2009) ile uzun uzun sohbet ettik. Masada Bodrum’un klasik meseleleri vardı: susuzluk, trafik, altyapı, çöp…
Her iki başkan da kendi dönemlerinde neler yaptıklarını, hangi projelere kafa yorduklarını, ama bunların neden hayata geçmediğini anlattı.
Ben 1996’dan beri Bodrum’da yaşıyorum. Hep söylüyorum, yazılarımda da yazıyorum: Tam 30 yıldır aynı şeyleri konuşuyoruz. Su sorunu, altyapı, trafik, çöp… Hangi yıldayız? 2025! Ama değişen ne var?
Her yaz sonunda yine aynı tablo: Sezon bitiyor, kepçeler iniyor, yollar kazılıyor. “Bu kış bitecek” deniyor ama bir bakıyoruz ertesi yaz yine aynı hikaye.
İnsan ister istemez soruyor:
30-35 yıldır herkes bu sorunları biliyor, peki neden çözülmüyor?
Siyaset mi engel oluyor? Kişisel kavgalar mı? Egolar mı? Yoksa gerçekten kimsenin umurunda değil mi?
Biz hep “Bodrum’un geleceği, çocuklarımıza bırakacağımız miras” diyoruz. Ama dönüp bakınca, 30 yıl önceki çocuklara şimdi nasıl bir Bodrum kaldı? Peki ya bugünün çocukları, 30 yıl sonra nasıl bir Bodrum görecek?
Bunları düşünmek bile insanın içini sıkıyor. Ama gerçek şu ki; biz konuşmaya devam ettikçe, onlar da aynı sorunları konuşmaya devam edecek.
Ne dersiniz, gerçekten 30 yıl sonra da aynı şeyleri mi yaşayacağız?