G-77Y17W6MNK

20 Yıl Önceki Bodrum mu, Şimdiki Bodrum mu?

1 dk okuma süresi

Alp Arbak yazdı…

Hadi gelin dürüst olalım…
Bundan 20 yıl önceki Bodrum’la bugünkü Bodrum’u yan yana koyduğumuzda, ortaya iki farklı tablo çıkıyor. Birinde huzur, dinginlik, samimiyet; diğerinde kalabalık, telaş, hız ve kargaşa var.

Eski Bodrum

Sokaklarında yürürken herkes birbirini tanırdı. Mandalina bahçelerinin kokusu rüzgârla birlikte gelir, mahalle aralarında çocuk sesleri yankılanırdı. Kıyıda balıkçı tekneleri, kahvede sohbet eden dostlar, gece yarısına kadar süren muhabbetler vardı. Lüks yoktu ama samimiyet vardı. Zengin-fakir herkes aynı masada içkisini içer, aynı ekmeği bölüşürdü. Trafik derdi desen yoktu, herkes yürüyerek işini hallederdi.

Bugünkü Bodrum

Şimdi bakıyoruz; her yerde devasa siteler, gökdelen gibi oteller var. Sokak aralarına sıkışmış mandalina ağaçları can çekişiyor. Trafikte bir yere gitmek için saatler harcıyoruz. Yolda gördüğün insanların yarısını tanımıyorsun. Bodrum artık küçük bir kasaba değil, koca bir şehir oldu.
Elbette imkanlar arttı, kültürel etkinlikler çoğaldı, dünyanın gözü Bodrum’a çevrildi. Ama ne yazık ki büyüdükçe, o eski ruhu biraz kaybettik.

Hangisi Daha Güzel?

İşte mesele de burada. Kimine göre eski Bodrum çok daha kıymetliydi, kimine göre bugünkü Bodrum “dünyaya açılan marka şehir.” Ama bana sorarsanız, asıl mesele hangisinin daha güzel olduğu değil; Bodrum’un ruhunu kaybettirmeden büyütüp büyütemediğimiz.
Çünkü büyüme kaçınılmaz. Ama mesele şu; Mandalina kokusunu, balıkçı kahvesini, komşuluk ilişkilerini kaybedersek, elimizde kalan sadece beton olur.

Ve Son Söz!

20 yıl önceki Bodrum, ruhuyla güzeldi. Şimdiki Bodrum, imkanlarıyla büyük.
Ama ben yine de soruyorum; Bodrum’un geleceğini biz nasıl şekillendireceğiz?
Eskiyi özleyip hayıflanmakla mı, yoksa bugünü sahiplenip yarını daha güzel kılmakla mı?

Sizce?