G-77Y17W6MNK

Balığın Kaderi Ege’nin Öte Yakasında Değişiyor

1 dk okuma süresi

Alp Arbak yazıyor…

Ege’nin iki yakasında deniz aynı deniz, ama balıkçılık bambaşka. Yunanistan’da balıkçılık daha çok devletin sıkı denetimi altında, kota sistemiyle ve küçük ölçekli balıkçılar desteklenerek yapılıyor. Yani adamlar hem balık neslini koruyor hem de balıkçının ekmeğini garantiye alıyor. Marketlerde, restoranlarda gördüğün balıkların çoğu izlenebilir, yani nereden tutulmuş belli.

Türkiye’de ise işler biraz daha karışık. Yasaklı dönemde avlanan, boyu küçük balıkların tezgâhlara düşmesi hâlâ yaygın. Denetim var ama yeterli değil. Bir yandan da büyük tekneler, küçük balıkçıların rızkını daraltıyor. Yani sistem adil işlemiyor.

Yanlış anlaşılmasın, amacım Yunanistan güzellemesi falan yapmak değil. Değinmek istediğim; hani hep Yunanistan’da balığın bol, deniz ürünlerinin çok çeşitli, bir o kadar da ucuz olduğu söylenir ya, işte o fark balıkçılığa bakış açımızla doğru orantılı.

Geçen gün Bodrum’da vurulan mavi yelken balığı bunun en somut örneklerinden biri. Dünyada nadir görülen, sportif değeri yüksek, genelde bırakılması gereken bu balık bir avcının elinde can verdi. Oysa Yunanistan’da olsa böyle bir balık ya denize bırakılırdı ya da sıkı ceza uygulanırdı. Her ne kadar bir ceza kesilmiş olsa da, Bizde genelde “fotoğrafını çekelim, kasaya atalım” anlayışı hala sürüyor.

Özetle, Yunanistan balıkçılığa bakarken gelecek nesilleri düşünüyor, Türkiye’de ise hâlâ günü kurtarma derdindeyiz. Deniz aynı deniz, ama farkı yaratan bakış açısı.