Alp Arbak yazıyor…
Bodrum’da yaşıyoruz, ekmeğimizi buradan kazanıyoruz. Bu topraklarda doğrudan ya da sonradan yollarımız kesişmiş olabilir ama ortak noktamız belli: Hepimiz bu kenti seviyoruz. Çünkü burada yaşamak, sadece bir adres meselesi değil; bir yaşam biçimi, bir aidiyet, bir sorumluluk meselesi.
Tam da bu yüzden bazen çok eleştiriyoruz. Kimi zaman yolları, kimi zaman suları, kimi zaman da kent yönetimini… Bazıları ise bu eleştirileri duyunca kızıyor, “Bodrum’u kötü gösteriyorsunuz” diyor. Oysa niyetimiz asla bu değil. Tam tersine, bütün çabamız Bodrum’un hak ettiği değere kavuşması için.
Bir kentin gerçek dostu, yanlışları görmezden gelen değil; yanlışı söyleyen, çözüm arayan ve üzerine düşeni yapan insandır. Bizim derdimiz tam olarak bu. Bodrum’un sorunlardan arınması, daha yaşanabilir bir kent haline gelmesi, her birimizin burada mutlu mesut yaşayabilmesi…
Bodrum’u eleştiriyoruz çünkü seviyoruz. Eksikleri konuşuyoruz çünkü geleceği önemsiyoruz. Birlikte mutlu bir hayat kurabilmek için doğruları söylemekten geri durmuyoruz.
Başka da bir derdimiz yok.
