Alp Arbak yazdı…
Bunu yıllardır söylüyorum, belki okumaktan size gına geldi ama güçbirliği yapmak dışında Bodrum’un başka kurtuluşu yok!
Biz bu memleketin marka değerini yükseltmek istiyorsak, şu parti senin – bu parti benim kavgasını bırakıp hep beraber el ele vermemiz lazım.
Bodrum’un derdi öyle bir belediyenin, bir başkanın, ya da tek başına hükümetin altından kalkabileceği dert değil. Yolundan suyuna, trafik çilesinden altyapıya kadar koskoca yük var ortada. Bu yükü omuzlamak için belediyeden hükümete, partilerden STK’lara, odalardan vatandaşa kadar herkesin gücü birleşmeli.
Bakın, belediye başkanı bakanlığa gidiyor, Ankara’da kapıları çalıyor diye kızanlar var. Niye kızıyorsunuz? Doğru yapıyor. Hatta bana sorarsanız sadece hükümetle değil, CHP’sinden AKP’sine, İYİ Parti’sinden diğerlerine kadar kim varsa hepsiyle oturup konuşmalı. Bodrum’un menfaatine olan her şeyde yan yana durmak lazım.
Çünkü tekrar ediyorum; Bodrum’a siyaset üstü bir bakış şart!
Yoksa “benim partim, senin partin” diye didişip durursak, vallahi biz değil Bodrum kaybeder. Daha çok batağa saplanırız, dertler büyür, herkes birbirini suçlar ama işin sonunda ortada bir şey olmaz.
Bodrum bizim, hepimizin!
Kurtuluş da ancak beraber olursak olur. Unutmayalım; Bodrum hepimizin evi…
