Alp Arbak yazdı…
Bir düşünün… Belki de dünyanın en güzel coğrafyasında yaşıyoruz. Deniz var, güneş var, koylar var, doğa var, tarih var… Toprak desen bereket fışkırıyor. Bir insanın isteyebileceği her şey Bodrum’da fazlasıyla mevcut.
Yani cennet yarat desen, malzeme burada hazır.
Ama biz ne yapıyoruz? Aynı Bodrum’u göz göre göre bitirmek için elimizden ne geliyorsa onu yapıyoruz. Denize akan atık sular, bitmek bilmeyen inşaatlar, her geçen gün artan nüfusa rağmen geriye giden yatırımlar…
Ve en kötüsü? Denizin kirlenmesi.
Şimdi gözünüzü kapatın. Yukarıda saydığım güzelliklerin hepsini bir düşünün. Sonra kendinize şu soruyu sorun:
Bodrum’da denizi alırsanız, geriye ne kalır?
Cevabı duyar gibiyim: Hiçbir şey.
Ama mesele şu… Herkes bu gerçeğin farkında mı? Herkes buna göre mi yaşıyor, buna göre mi davranıyor?
İşte işin en kritik noktası bu.
Bodrum’un geleceği, denizin temiz kalmasına bağlı. Çünkü deniz olmadan Bodrum diye bir şey olmaz.
Bu gerçeği Bodrum’da yaşayan herkesin çok net şekilde bilmesi, ona göre davranması ve bizi yönetenlere her zaman hatırlatması gerekiyor!
