Alp Arbak yazdı…
DMD kas hastalığını artık duymayanımız kalmadı. Çünkü bu hastalık, yalnızca bir tıbbi tablo değil; ailelerin, çocukların ve hepimizin yüreğine dokunan bir gerçeklik. Bodrum’da Eymenimiz için nasıl seferber olduysak, bugün de aynı dayanışmanın, aynı insanlığın tam merkezindeyiz.
Eymen için aylarca, hatta yıllarca mücadele verildi. Kampanyalar yapıldı, insanlar imkânı ölçüsünde destek oldu. Bir çocuğun hayata tutunabilmesi için Bodrum’un nasıl kenetlendiğini hep birlikte gördük. Ellerimiz, yüreklerimiz birleşti.
Ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras ile Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci’nin omuz omuza verip bu dayanışmayı büyütmesi, aslında Muğla’nın karakterinin en güzel özetiydi.
Peki yeterli oldu mu?
Elbette hayır. Çünkü bu hastalığın tedavisi için inanılmaz rakamlar gerekiyor. Devletimizin çabalarına rağmen bazı süreçler hâlâ tamamlanabilmiş değil. İşte tam da bu noktada, Muğla’nın goca yürekli insanları yine sahneye çıkıyor.
Bugün, Eymenimizin ardından Milaslı iki yavrumuz, iki Göktuğumuz için aynı mücadeleyi verme zamanı.
Göktuğ Kurt ve Göktuğ Karakaya…
Aileleri dimdik ayakta durmaya çalışıyor.
Bir annenin, bir babanın evladı için verdiği savaş zaten tarifsiz bir güç ister. Ama bu mücadeleyi yalnız bırakmamak, onların yanında durmak da bizim insanlığımızın bir gereği.
Ben biliyorum…
Muğla’nın o kocaman yüreği yine açılacak.
Nasıl ki Eymen için tek bir yürek olduysa, Göktuğlarımız için de aynısını yapacak.
Çünkü biz Muğla’yız.
Biz acıda da sevinçte de yan yana durmanın ne olduğunu iyi biliriz.
Bir çocuğun gözündeki umudu büyütmek için koca bir şehrin birleştiğini defalarca gösterdik.
Bugün yine aynı çağrıyı yapma zamanı:
Göktuğlarımız için elimizi taşın altına koyacağız.
Kimimiz destek olacak, kimimiz ses verecek, kimimiz duyuracak…
Ama bir şekilde, bir insanın hayatına dokunmanın en güzel yollarından birini hep birlikte bulacağız. Ve inanıyorum…
Muğla’nın goca yürekli insanları, bu iki yavrumuzu da yalnız bırakmayacak.



