G-77Y17W6MNK

Ya Atatürk Olmasaydı?

1 dk okuma süresi

Alp Arbak yazdı…

Bazen çok basit bir soru her şeyi yeniden düşünmemizi sağlar;
Ya Atatürk olmasaydı?

Bu sorunun cevabı aslında çok uzaklarda değil. Ata Demirer’in başrolünde oynadığı “Osmanlı Cumhuriyeti” filmi, işin komedisini yapıyor gibi görünse de, arka planda çok net bir gerçeği yüzümüze çarpıyor:
Bu ülke paylaşılıyordu.
Bu topraklar bölünüyordu.
Bu millet başkalarının boyunduruğu altına giriyordu.

Film güldürüyor ama içindeki gerçek hiç komik değil. Çünkü Atatürk’ün kim olduğunu, neyi değiştirdiğini, neyin önüne geçtiğini anlatıyor aslında.

Evet, biz ecdadımızla gurur duyuyoruz.
Bizim tarihimiz büyük.
Ama tarihin bir dönüm noktası var;
Mustafa Kemal Atatürk.

Çünkü mesele sadece bir savaş kazanmak değildi.
Mesele sadece bir iktidarı devirmek değildi.
Mesele şuydu;

“Bu milletin, geleceğini kendi tayin etmesini sağlamak.”

Bugün bu satırları özgürce yazıyorsam…
Sen bu yazıyı özgürce okuyorsan…
Bir genç üniversitede okuyabiliyorsa…
Bir kadın istediği işi yapabiliyorsa…
Bir gazeteci, bir yazar, bir sanatçı, bir öğrenci hayaller kurabiliyorsa…

Bu, Cumhuriyet sayesindedir.

Ve o Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’tür.

Biz bugün Cumhuriyetimizin 102. yılını kutluyoruz.
Dile kolay…
102 yıl!

Ama hâlâ bazıları çıkıp sorabiliyor:
“Ne gerek vardı?”
“Ne değişti?”

İşte tam bu yüzden bu soruyu sormaya devam edeceğiz:
Ya Atatürk olmasaydı?

Belki bugün:

  • Kendi dilini bile özgürce konuşamayan bir halk olabilirdik.
  • Ülkenin dört bir yanında yabancı bayraklar dalgalanıyor olabilirdi.
  • Seçme, seçilme, düşünme, yazma, öğrenme özgürlüğümüz olmayabilirdi.

Ama oldu.
Çünkü bir lider çıktı:
“Kimsesizlerin kimsesi Cumhuriyet” dedi.
Ve bize bir ülke değil, bir gelecek bıraktı.

Bugün o geleceğin 102. yaşı.

Kutlu olsun.

Bizim görevimiz çok net:
Bu ülkeyi sevmek, korumak, geliştirmek ve ileri taşımak.
Lafla değil.
Samimiyetle.
Çabayla.
Emekle.

Çünkü cumhuriyet sadece bir yönetim şekli değil,
bir duruştur.

Ve o duruşun adı:
Mustafa Kemal Atatürk.