G-77Y17W6MNK

Bodrum Sporda da Marka Olur mu?

1 dk okuma süresi

Alp Arbak yazdı…

Bodrum denince akla ilk deniz, kum, güneş geliyor ama işin içine biraz yakından bakınca sporun da bu kentin ruhunda çok ciddi bir yeri olduğunu görüyorsunuz. Hele son yıllarda amatör branşlarda yaşanan gelişim gözle görülür seviyede.

Bugün Bodrum Tenis Kulübü’nün turnuvaları ulusal basına çıkıyor, çocuklar kortlarda büyüyor. Yelken zaten bu kentin DNA’sında var; gençler sabahın köründe denize açılıyor, akşamüstü madalyayla dönüyor. Ahşap yat yarışlarını hiç söylemiyorum, sadece bir spor etkinliği değil; turizme, ekonomiye, markaya katkısı paha biçilemez. Dünyanın dört bir yanından yatçılar Bodrum’a geliyor, hem ilçe tanıtılıyor hem de esnafın yüzü gülüyor.

Ama iş atletizm, yüzme gibi temel branşlara gelince işte orada koca bir boşluk var. Çocukların koşabileceği, antrenman yapabileceği pist sayısı yok denecek kadar az. Yüzme havuzları ise ya özel işletmelerin elinde ya da kapasite olarak yetersiz. Kısacası altyapı yokluğu yüzünden nice yetenek köreliyor, hevesler yarıda kalıyor.

Bodrum’un sporda ilerlemesi için sadece denize ve turizme yaslanması yetmez. Tenis, yelken, yat yarışları ne kadar önemliyse, atletizm pistleri, yüzme havuzları da bir o kadar değerli. Çünkü spor dediğin sadece elit branşlardan ibaret değil; her çocuğun, her gencin ulaşabileceği alanlara ihtiyaç var.

Bodrum, turizmde olduğu gibi sporda da marka olabilir. Ama bunun için yarınları düşünen tesis yatırımlarına, spora kafa yoran yöneticilere ihtiyaç var.