Alp Arbak yazıyor…
Her yaz aynı hikâye: su kesilir, trafik kilitlenir, çöp dağ olur. Kimse de çıkıp “arkadaş bu iş neden çözülmüyor?” demez. Dese de diyeni itibarsızlaştırma gayretleri başlar!
Bodrum’da yaşayan herkes aynı şeyden şikâyet ediyor:
Sular kesiliyor.
Trafik kilitleniyor.
Otopark yok.
Deniz kirleniyor.
Her yaz aynı filmi izliyoruz. Ve her seferinde yetkililer çıkıp “çalışıyoruz, çözeceğiz” diyor. Tamam da kardeşim, niye çözülmüyor?
Ben size söyleyeyim: Sorun sadece altyapıda değil. Sorun kafalarda. Yönetim anlayışında. Bu işi tek başına belediyelere bırakırsanız, ÇÖ-ZÜL-MEZ! Bu işi tek başına hükümete bırakırsanız, ÇÖ-ZÜL-MEZ!
Bodrum artık küçük bir kasaba değil. Dünyanın dört bir yanından insanlar buraya akın ediyor. Sen hâlâ günü kurtarmaya çalışırsan, bu şehir her yaz aynı kısır döngüye mahkûm olur.
Bodrumlular çok da bu işin içine dahil edilmiyor. Halbuki burada yaşayan adam zaten en iyi çözümü biliyor. Ama soran yok. Hep yukarıdan “biz biliriz” kafası… Sonuç? Yine su yok, yine trafik var, yine çöp ortada, yine deniz kirli.
Bodrum’un sorunu tek başına altyapı değil. Sorun vizyon. Eğer kafalar değişmezse, Bodrum her yaz aynı çileyi çekmeye devam edecek. Sen ben, senin belediyen, senin hükümetin demeden el ele vermek, güçbirliği oluşturmak; Bodrum’un tek kurtuluşu. Nokta.
